KİRA SÖZLEŞMESİNDE KİRALANANIN TAHLİYESİ SIRASINDA BOYA VE BADANASININ YENİLENECEĞİNE DAİR BİR DÜZENLEME YOKSA, BOYA BADANA MASRAFININ, HOR KULLANMA SONUCU OLUŞMADIĞI GÖZETİLEREK BU MASRAFLARA YÖNELİK TALEBİN REDDİ GEREKİR.
YARGITAY 3. HUKUK DAİRESİ
2019/5471 E.
2019/10231 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki tazminat davasının mahkemece yapılan yargılama sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, davalı ile aralarında 01/04/2010 başlangıç tarihli bir yıl süreli kira sözleşmesi bulunduğunu, davalının taşınmazı çalışma amacına uygun şekilde tadil ederek kullandığını, 22/08/2011 tarihli ihtarname ile kiralananı 30/10/2011 tarihinde tahliye edeceğini bildirerek taşınmazı 04/11/2011 tarihinde tahliye ettiğini, 03/11/2011 tarihinde yapılan delil tespitinde tahliye sırasında kiralanana 10.000.-TL tutarında hasar verildiğinin tespit edildiğini, taşınmaza verilen bu zararın tazminine ve alacağa tespit tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı, binanın eski halde olduğunu, ihtiyaca binaen davacının da onayı alınarak tadilat yapıldığını, binanın eski halinden daha iyi duruma getirildiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini dilemiştir.
Mahkemece davanın kabulüne dair verilen hükmün davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairemizin 18/09/2017 tarih, 2017/2185 Esas - 2017/12114 Karar sayılı ilamı ile "....Davacı tarafından Ordu 1. Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2011/90 D.İş sayılı tespit dosyasında, kurum tarafından kullanılan katlarda meydana gelen hasarın tespit tarihi itibariyle piyasa değeri 10.000.-TL olarak belirlenmiştir. Davalı, tespit bilirkişi raporuna itiraz etmiştir. İtiraza uğrayan delil tespiti bilirkişi raporunun hükme esas alınması doğru değildir. Tespit raporunda hor kullanım, olağan kullanım ayrımının her bir kalem hasar için ayrı ayrı yapılmadığı, rayiç birim fiyatlarının tahliye tarihi itibariyle esas alınmadığı ve kullanım süresiyle orantılı yıpranma payının düşülmediği sabittir. Bu nedenle kira sözleşmesinde kiralananın boyalı- badanalı teslim alındığına ilişkin bir şart bulunmadığı hususu da dikkate alınarak mahkemece yukarıda izah edilen hususları da içeren denetime elverişli bilirkişi raporu alınarak sonucuna göre alacağa hükmedilmesi gerektiği ..." gerekçeleri ile hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde; Mahkemece davanın kısmen kabulü ile 8.090,97TL alacağın tahliye tarihi olan 30/10/2011 itibariyle yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalının sair temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Davalının sair temyiz itirazlarının incelenmesinde;
6098 sayılı TBK.'nın 316/1. maddesi (BK.'nın 256.maddesi) hükmü uyarınca, kiracı, kiralananı özenle kullanmak ve aynı kanunun 334. maddesi (BK.'nın 266.maddesi) gereğince sözleşme sonunda aldığı hali ile kiralayana teslim etmekle yükümlüdür. Kiracının bu yükümlülüğünün ihlali halinde kiraya veren, bu yüzden uğradığı zarar için giderim isteminde bulunabilir. Ancak, kiracı, sözleşmeye uygun olağan kullanım dolayısıyla oluşan eskime ve bozulmalardan sorumlu olmayıp, münhasıran kötü kullanım nedeniyle oluşan zarar ve hasarlardan sorumludur.
Somut olayda; Taraflar arasında 01/04/2010 başlangıç tarihli bir yıl süreli kira sözleşmesine ilişkin, uyuşmazlık bulunmamaktadır. Mahkemece, bozma ilamı doğrultusunda bilirkişi heyetinden 12/06/2018 tarihli rapor alınmış, bu rapora yapılan itirazlar neticesinde ise hükme dayanak yapılan 13/09/2018 tarihli ek rapor alınmak suretiyle bu rapora göre hüküm tesisi yoluna gidilmiştir. Bahsi geçen raporda; olağan kullanıma bağlı yıpranma ve eskime bedeli yıpranma payı düşülmek suretiyle 4.627,58TL olduğu belirlenmiş, bu kalem de dahil hasar ve zarara ilişkin toplam bedel 8.090,97TL olarak hesaplanmış ve Mahkemece de bu miktar tazminat hüküm altına alınmıştır.
Mahkemece, olağan kullanıma dayalı boya badana imalatına ilişkin davacı talebi yönünden de davanın kabulüne karar verilmiş ise de, davaya dayanak kira sözleşmesinde kiralananın tahliye sırasında boya ve badanasının yenileneceğine dair bir düzenleme bulunmadığına göre boya badana masrafının olağan kullanımdan kaynaklandığı, hor kullanma sonucu oluşmadığı gözetilerek, boya ve badana masrafına yönelik talebin reddi gerekirken, yazılı şekilde olağan kullanıma dayalı zarar miktarı da eklenmek suretiyle hesaplanan bilirkişi raporuna itibar edilerek alacağa hükmedilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK'nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440. maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 18/12/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.