YARGITAY 2. HUKUK DAİRESİ
2019/8588 E.
2020/1636 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 18. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-davacı kadın tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı-davacı kadının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.
2-Davacı-davalı erkeğin evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki nedenine dayalı boşanma davası ile davalı-davacı kadının aynı hukuki nedene dayalı birleşen boşanma davasının yapılan yargılaması sonunda; ilk derece mahkemesince davaların kabulüne karar verilerek davalı-davacı kadının tazminat talepleri reddedilmiş ve kadın yararına tedbir ve yoksulluk nafakasına hükmedilmiştir. Hükme karşı, erkek tarafından kusur belirlemesi ve nafakalar; kadın tarafından da erkeğin kabul edilen davası, kusur belirlemesi, reddedilen tazminat talepleri ile nafakaların miktarı yönünden istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Bölge adliye mahkemesi tarafların istinaf başvurularının esastan reddine karar vermiştir. Hüküm, davalı-davacı kadın tarafından temyiz edilmiştir.
İlk derece mahkemesi kararında, davacı-davalı erkeğin eşine şiddet uyguladığı ve eşinin maaş kartına el koyduğu; davalı-davacı kadının da erkeğe ve erkeğin ilk eşinden olan çocuğuna şiddet uyguladığı, çocuğu ve erkeğin ailesini istemediği belirtilerek boşanmaya neden olan olaylarda tarafların eşit kusurlu olduğuna hükmedilmiştir.
Bölge adliye mahkemesince davalı-davacı kadının erkeğin ilk eşinden olan çocuğuna ve erkeğe şiddet uyguladığı vakıaları kadına kusur olarak yüklenmişse de, dosya kapsamındaki adli soruşturma belgelerinin tetkikinden kadının çocuğa 16/12/2014 tarihinde şiddet uyguladığı ve tarafların uzlaşması nedeniyle kadın hakkında kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiği, kadının çocuğa şiddetinden sonra evlilik birliğinin devam ettiği; yine, dosya kapsamındaki tanık beyanlarından, kadının, erkeğe şiddetinin eski olduğu ve bu vakıalardan sonra evlilik birliğinin devam ettiği anlaşılmıştır. Erkek tarafından affedilen, en azından hoşgörü ile karşılanan şiddet vakıalarının kadına kusur olarak yüklenmesi yerinde değildir. Tarafların gerçekleşen kusur durumlarına göre, eşine şiddet uygulayan ve eşinin maaş kartına el koyan erkeğin eşinin ilk eşinden olan çocuğunu ve ailesini istemeyen kadına göre ağır kusurlu olduğunun anlaşılmasına karşın, tarafların eşit kusurlu kabul edilmesi yerinde görülmemiştir. Gerçekleşen bu duruma göre, boşanmaya neden olan olaylarda davacı-davalı erkeğin, davalı-davacı kadına oranla ağır kusurlu olduğunun kabulü gerekir. Hal böyleyken, tarafların eşit kusurlu kabul edilmesi yerinde görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir.
3-Gerçekleşen bu durum karşısında, boşanmaya sebep olan olaylar yüzünden kişilik hakları zarar gören, mevcut ve beklenen menfaatleri zedelenen az kusurlu davalı-davacı kadın yararına Türk Medeni Kanunu'nun 174. maddesi gereğince uygun miktarda maddi ve manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken, kadının tazminat taleplerinin reddi yerinde görülmemiş ve kararın bozulmasını gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (2.) ve (3.) bentlerde gösterilen sebeplerle bölge adliye mahkemesi kararının KALDIRILMASINA, ilk derece mahkemesi kararının BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerin ise yukarıda (1.) bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, dosyanın ilk derece mahkemesine, karardan bir örneğin ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi. 27.02.2020 (Prş.)