12. Ceza Dairesi 2015/4348 E. , 2016/4865 K.
KARAR TARİHİ : 23.03.2016
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme
Hüküm : CMK'nın 223/2-a maddesi gereğince beraat
Verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme suçundan sanığın beraatine ilişkin hüküm, katılan vekili ve mahalli Cumhuriyet savcısı tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Sanığın, Denizbankta portföy yöneticisi olarak çalıştığı dönemde, çalıştığı şubenin müşteri bilgilerini bankaya ait sistemden kendi şahsi mail adresine gönderdiği, daha sonra Denizbanktan ayrılıp başka bir bankada çalışmaya başladıktan sonra elde ettiği bu bilgileri kullandığı iddiasına konu olayda,
Sanığın savunmasında "normal şartlarda zaten KOBİ Portföy yöneticisi olarak bu görevim nedeni ile bilgisayar ekranından bankanın güncellenmiş tüm müşteri bilgilerine zaten ulaşabilirim, buna imkanım vardır, eğitim sırasında alıp şahsi e-mail'e göndermemin sebebi işlerin gecikmemesinden dolayıdır," şeklindeki beyanı, Denizbank tarafından gönderilen 01/04/2014 tarihli, sanığın, şahsi mail hesabına gönderdiği bilgilere, sıfatı ve görevi gereği çalıştığı dönem boyunca ulaşabilme imkan ve yetkisi bulunduğuna dair cevabi yazı, sanıkla aynı bankada benzer konumda çalışan tanık ...'nın "Biz pazarlama bölümünde çalıştığımız için ve güncel müşteri bilgileri bize sürekli lazım olduğu için bazen çıktı alıp yanımızda bulunduruyoruz, bazen şahsi e maile göndererek buradan yararlanıyoruz, bu bilgiler banka bünyesinde ulaşılması zor bilgiler değildir, çalışan personel rahatlıkla bilgisayar ekranından müşteri bilgilerine ulaşabilir," şeklindeki beyanı; verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme suçunun maddi konusunu oluşturan "kişisel veri" kavramından, kişinin, yetkisiz üçüncü kişilerin bilgisine sunmadığı, istediğinde başka kişilere açıklayarak ancak sınırlı bir çevre ile paylaştığı her türlü bilginin anlaşılması gerektiği nazara alındığında; sanığın çalıştığı bankada yetkisiz üçüncü kişi konumunda bulunmadığı, kendisine verilen yetki kapsamında, şahsi mail hesabına gönderdiği bilgilere erişebildiği gibi, sanık dışında diğer çalışanlar tarafından da, bu bilgiler şahsi mail hesabına gönderilerek kullanıldığı ve sanığın bu bilgileri başka bankalara dağıttığına ilişkin dosya kapsamından hiçbir delil bulunmadığı anlaşılmakla, sanık hakkında beraat kararı verilmesinde isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılama sonunda, yüklenen suç açısından failin kastının bulunmaması ve yüklenen suçun sanık tarafından işlendiğinin sabit olmaması, gerekçeleri gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğundan, katılan vekilinin, süre tutum dilekçesinde belirtilen ve bir nedene dayanmayan, mahalli Cumhuriyet savcısının, sübuta ve mahkumiyet istemine ilişkin temyiz itirazlarının reddiyle, beraate ilişkin hükmün isteme uygun olarak ONANMASINA, 23.03.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.