TAŞINMAZI TAKİP BORÇLUSUNDAN HACİZLE YÜKÜMLÜ OLARAK SATIN ALAN YENİ TAŞINMAZ MALİKİNİN, İİK'NUN 106 VE 110. MADDELERİ GEREĞİNCE HACZİN DÜŞTÜĞÜNE DAİR ŞİKAYETTE BULUNMAKTA HUKUKİ YARAR VARDIR.
YARGITAY 12. Hukuk Dairesi
2018/13664 E.
2019/17070 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Alacaklı tarafından başlatılan kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile icra takibinde, taşınmazı haciz yükü ile satın alan şikayetçi üçüncü kişinin, icra müdürlüğünden İİK.nun 106 ve 110. maddeleri gereğince haczin düştüğünü ileri sürerek taşınmaz üzerindeki haczin kaldırılmasını talep ettiği, icra müdürlüğünce talebin reddine karar verildiği, mahkemece, şikayetin kabulü ile icra müdürü işleminin iptaline dair verilen karara karşı alacaklının istinaf yoluna başvurması üzerine Bölge Adliye Mahkemesince HMK'nun 351 ve İİK'nın 363/1. maddeleri uyarınca alacaklının istinaf başvurusunun kararın niteliği itibari ile kesin olduğu gerekçesi ile usulden reddine karar verildiği görülmektedir.
Bilindiği üzere; haciz tarihi itibariyle uygulanması gereken İİK'nun 106. maddesi hükmüne göre; "Alacaklı, haczolunan mal taşınır ise hacizden itibaren nihayet bir sene içinde ve taşınmaz ise nihayet iki sene içinde satılmasını isteyebilir." İİK'nun 110. maddesinde ise; "Bir malın satılması kanuni müddet içinde istenmez veya talep geri alınıpta bu müddet içinde yenilenmezse o mal üzerindeki haciz kalkar" düzenlemesi yer almaktadır.
Hemen belirtmek gerekir ki, yukarıda değinilen maddelerde yer alan satış isteme süreleri hak düşürücü nitelikte olup; mahkemece satış talebinin öngörülen süreler içinde yapılıp yapılmadığını re'sen gözetmelidir. Satış isteme sürelerinin geçmesine karşın tapu sicilinde şeklen varlığını sürdüren haciz İİK'nun emredici nitelikteki anılan maddelerine aykırı bir durum yaratır. Ayrıca bu husus kamu düzeni ile ilgili olup, gözetilmesi yasa ile hakime yükletilmiş bir görevdir.
Somut olayda, taşınmazı takip borçlusundan hacizle yükümlü olarak satın alan yeni taşınmaz malikinin İİK'nun 106 ve 110. maddeleri gereğince haczin düştüğüne dair şikayette bulunmakta hukuki yararı vardır. Şikayetin incelenmesi sırasında yukarıda özetlenen yasa hükümlerine uygun olarak haczin varlığını sürdürüp sürdürmediği, haczin bu maddeler gereğince düşüp düşmediği hususunun incelenmesi gerekir.
O halde, Bölge Adliye Mahkemesince, yukarıda açıklanan ilke ve kurallar doğrultusunda İİK'nun 106. ve 110. maddeleri kapsamında inceleme ve değerlendirme yapılmak suretiyle şikayet tarihinden önce haczin düşüp düşmediği araştırılarak oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde istinaf isteminin usulden reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ: Alacaklının temyiz isteminin kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının yukarıda yazılı nedenlerle 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK'nin 364/2. maddesi göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK'nin 371 ve 373/2. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine,dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 26/11/2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.