Ceza hukuku ve ceza kanunları kendi içinde genel ve özel olarak ikiye ayrılmaktadır. Ceza hukukunun genel kısmında temel ilkeler incelenirken, özel kısmında ise ayrı ayrı suç tipleri tanımlanmaktadır. Ceza kanunlarımız arasında genel kanun Türk Ceza Kanunu iken, Terörle Mücadele Kanunu birçok özel ceza kanunumuz da bulunmaktadır.
Ceza yargılaması üç ana unsurdan oluşmaktadır: iddia, savunma ve yargılama. Savunma hakkı, kendisine bir suç isnat edilen kişinin, söz konusu suçu işlemediğini, eylemin öngörülenden daha az cezayı hak ettiğini veya başka hukuki sebeplerin varlığı halinde cezalandırılmaması veya daha az cezalandırılması gerektiğini yargı makamları önünde ileri sürebilmesidir ve genelde bir avukatın müdafiliği aracılığı ile yapılır.
Ceza yargılamasında aşağıdakilerle sınırlı olmamak üzere birçok ilke gözetilir ve bunlara uygun olarak karar verilir:
- Suçta ve cezada kanunilik ilkesi
- Suçta ve cezada kusur ilkesi
- Belirlilik ilkesi
- Kıyas yasağı
- Suç ve cezaların şahsiliği ilkesi
- Ceza kanunlarının yer yönünden uygulanmasında mülkilik ilkesi
- Geriye yürüme yasağı
Bu ilkelerden hareketle, suçun ve cezanın kanundaki tanımlamanın dışında olamayacağı, bilerek ve isteyerek yapılmayan eylemlerden ötürü cezaya hükmedilemeyeceği, ilgili suç tanımının herkes tarafından anlaşılabilir olması gerektiği, olaylar benzer olsa bile herbirinin ayrıca değerlendirilmesi gerektiği, bir suçtan dolayı sadece o suçu işleyenin sorumlu tutulabileceği, ülkesinde suç islenen devletin ceza kanununun uygulanması gerektiği ve ilgili kanunun yürürlükte olduğu tarihte suç olarak tanımlanmayan bir fiilden dolayı ceza verilemeyeceği çıkarımları yapılabilir.
Suçun varlığını tespit etmek için dört unsur incelenir. bunlar, suçun kanunda yer alan tanıma uygun olup olmadığı, maddi unsur, hukuka aykırılık ve manevi unsurdan ibarettir. Eğer bu unsurlardan biri eksikse bu halde bir suçun varlığından, dolayısıyla ceza verilmesinden söz edilemez. Bunlar dışında suçun özel görünüş biçimleri, yani teşebbüs, içtima ve iştirak de dikkate alınır.
Bir suçun varlığının söz konusu olduğu hallerde dahi, bu defa sanığın hukuka uygunluk sebeplerinin var ise ceza almaması veya cezayı azaltan sebeplerin öne sürülmesi söz konusu olacaktır.
Ceza hukukunun karmaşık yapısı dolayısıyla yargılamanın adil yargılanma ilkesinin ihlali sonucunu doğuracak tüm işlemlerin, ceza hukukuna hakim olmayan bireyler tarafından bilinmesi mümkün değildir. Bu nedenle, gerek müşteki, gerekse şüpheli ve sanığın ceza yargılamasının tüm aşamalarında mutlaka Türk Ceza Kanunu ve Ceza Muhakemesi Kanunu ilkelerine hakim bir avukat eşliğinde iddia ve savunmalarını ileri sürmeleri gerekmektedir.