Tam yargı davaları, özünde, idarenin sebep olduğu bir hak ihlali neticesinde, hakkı ihlal edilen kişiler tarafından idare aleyhine açılan davalardır. Davanın esasına ilişkin hükümler saklı kalmak kaydıyla tam yargı davaları, özel hukuktaki haksız fiilden kaynaklanan tazminat davalarına benzemektedir. Her iki dava türünde de hukuka aykırı bir şekilde hak ihlali nedeniyle hakkı ihlal edilen kişiler dava açmaktadır. İki dava türü arasındaki bu benzerliğe rağmen, tam yargı davaları ile haksız fiilden kaynaklanan tazminat davaları arasında yargılama usulü, dava açma süresi gibi birçok farklı nokta yer almaktadır.
Özel hukuka tabi bir haksız fiilden kaynaklanan tazminat davasında dava açma süresi iki yıl olarak öngörülmüşken, idari eylemden kaynaklanan bir hak ihlalinde, dava açmak için tüketilmesi zorunlu bir yol olan idareye başvuru süresinin bir yıl olarak düzenlenmesi ve idarenin ret kararından itibaren altmış gün içerisinde dava açılması zorunludur.
İYUK’un 13’üncü maddesine göre, idari bir eylemden doğan hak ihlallerine karşı idari yargı organları önünde tam yargı davası açabilmek için, hakkı ihlal edilen kişinin öncelikle ilgili idareye başvurarak ihlal edilen hakkının yerine getirilmesini istemesi gerekmektedir. İlgili kişi, ancak bu talebin idare tarafından kısmen veya tamamen reddedilmesi halinde veya altmış gün içerisinde cevap vermemesi durumunda idari yargıda tam yargı davası açabilmektedir. İdari eylemden kaynaklanan hak ihlallerinde tam yargı davası açmadan önce idareye başvurmaya ve cevabının alınmasına “ön karar” denilmektedir. Ön karar alınmaksızın tam yargı davası açılması durumunda ise, idari yargı organları “idari mercii tecavüzü” kararı vererek, dava dosyasını ilgili idareye göndermektedir. Tam yargı davası açmadan önce ön karar alma mecburiyeti, Fransız idare hukuku geleneğinin bir ürünüdür.
Tam yargı davası iptal davasıyla birlikte açılabileceği gibi, daha önce açılmış iptal davasının karara bağlanmasından sonra da açılabilir.
Tam yargı davasında, idari işlem veya eylem sonucu uğranılan zararın tazmin edilmesi veya idarenin işlem veya eylemi sonucunda idarenin mal varlığına geçen herhangi bir parasal değerin geri alınması (istirdat) talep edilebilir. Taleplerin mahkeme tarafından kabul edilmesinin dayanağı idari işlem veya eylemi gerçekleştiren idarenin hizmet kusuru veya kusursuz sorumluluğudur.
İdari sözleşmelerden doğan uyuşmazlıklara ilişkin olarak tam yargı davası açılabilmesi için davacının idari işlem veya eylemden dolayı bir menfaati ihlal ediliyor olmalıyken, iptal davası açılabilmesi için bir hakkı ihlal ediliyor olmalıdır. Söz konusu uyuşmazlık dolayısıyla kişinin hem bir hakkı, hem de bir menfaati ihlal ediliyorsa, iptal ve tam yargı davalarının her ikisinin birden açılabilmesi de mümkündür.
Tam yargı davasına bakmakla görevli idari mahkemeler; İdare mahkemesi (İlk derece mahkemesi), Vergi mahkemesi (İlk derece mahkemesi), Bölge İdare Mahkemesi (İstinaf mahkemesi) ve Danıştay' dır. (Temyiz mahkemesi ve bazı davalarda ilk derece mahkemesi). İdare ve vergi mahkemelerinde açılan tam yargı davalarına karşı istinaf kanun yolu başvurusu Bölge İdare Mahkemesi’ne, temyiz kanun yolu başvurusu Danıştay’a yapılır.