Velayet, veli olma durumu anlamına gelen bir kelimedir. Reşit olmayan kişiler anne ve babasının velayeti altındadır. Yasal bir neden olmadıkça velayet anne ve babadan alınamaz.
Velayet davası, çocuğun velayeti kendisinde olmayan eşin diğer eşe karşı açtığı bir dava türüdür. Velayet davaları aile mahkemesinde açılır.
Velayet, çocukların bakım, eğitim, öğretim, korunması ve temsil görevlerini kapsar. Anne ve babanın çocuklarına karşı ödevleri: çocuklarına bakmak, onları görüp gözetmek, geçimlerini sağlamak, yetiştirilmelerini ve eğitimlerini gerçekleştirmektir. Ayrıca eğitim ile istenilen ölçüde dürüst, kötü alışkanlıklardan uzak, iyi ahlak sahibi, çalışkan ve bilgili bir insan olarak yetiştirme görevleri bulunmaktadır. Velayetin kaldırılması ve değiştirilmesi şartları gerçekleşmedikçe, anne ve babanın velayet görevleri devam eder.
Boşanma halinde velayetin düzenlenmesinin sebebi çocuğun ileriye dönük yararlarıdır. Yani velayetin düzenlenmesinde en önemli nokta çocuğun yararını korumak ve geleceğini garanti altına almaktır. Velayetin değiştirilmesine yönelik istem incelenirken ebeveynlerin istek ve tercihlerinden çok çocuğun üstün yararı göz önünde tutulur. Öte yandan, Türk Medeni Kanunu’nda velayet konusunda düzenlenen hükümler kamu düzenine ilişkindir kendiliğinden araştırılır. Diğer bir deyişle hakim tarafların isteği ile bağlı değildir. Anlaşmalı boşanma halinde eşler velayet konusunda karar vermiş olsa dahi hakim bu konuya müdahil olabilir.
Boşanmakta olan eşlerin müşterek çocuklarının velayeti konusunda boşanma kararını verecek olan Mahkeme görevlidir. Ancak boşandıktan sonra da haklı nedenler mevcut ise velayetin değiştirilmesi için dava açılabilmektedir. Velayet kendisine bırakılan tarafın veya çocuğun durumunda esaslı değişiklerin olması ve bu değişikliklerin süreklilik arz etmesi halinde de velayet değişimi talep edilebilmektedir. Velayetin değişikliği talebinin Mahkemece haklı bulunması halinde bu yönde değişiklik kararı verilecektir. Yargıtayın yerleşmiş görüşüne göre 8 yaşının üstündeki çocukların görüşü alınmadan velayet konusunda karar verilmemelidir.
Çocuğun bedensel ya da zihinsel gelişimi açısından aile içinde kalması çocuğa zarar verecekse hakim çocuğu anne ve babadan alabilir ve bir kuruma ya da aile yanına verebilir.
Anne ya da baba deneyimsiz veya hasta olup velayet görevini tam olarak yerine getiremiyor ise, aynı zamanda çocuğa yeterli ilgiyi göstermiyor ve yükümlülüklerini ağır bir şekilde savsaklıyor ise de mahkeme velayet hakkını kaldırır.
Velayet anne ya da babanın ikisinden de kaldırılırsa çocuğa vasi atanması söz konusu olacaktır. Velayet anne ya da babadan kaldırılmış olması halinde de anne ya da baba çocuğun nafakasını ödemek zorundadır fakat ödeyemez ise devlet bu giderleri karşılamakla yükümlüdür.