Vergi hukuku, devletin vatandaşlarla olan ekonomik ilişkilerini hukuki açıdan inceleyen bir kamu hukuku dalıdır. Ekonomik faaliyet sırasında vergiyi doğuran olay meydana geldiğinde devletin vergi mükellefini vergilendirme süreci başlar. Vergilendirme sürecinin aşamaları tarh, tebliğ, tahakkuk ve tahsilden oluşur. Tarh, vergi alacağının devlet tarafından hesaplanmasını; tebliğ, verginin mükellefe bildirilmesini; tahakkuk, tarh, bir verginin ödeme aşamasına gelmesini; tahsil ise verginin ödenmesini ifade etmektedir.
Vergi hukukunda tahakkuk ve tahsil zamanaşımı olarak ayrı iki temel zamanaşımı vardır. Zamanaşımı süresinin geçmesiyle devletin vergi alacağı ortadan kalkar. Ödenmeyen vergi alacağı, vergi idaresi tarafından faizler ve gecikme zammı uygulanarak icra takibine konu edilir ve vergi mükellefine ödeme emri gönderilir. Ödeme emri tebliğ edilip kesinleştikten sonra vergi alacağı icra takibi yoluyla tahsil edilir. Mükellefle vergi idaresi arasında takas veya mahsup yoluyla da vergi borcu ödenebilir.
Vergi hukukunda bazı fiiller aynı zamanda ceza hukuku anlamında da suç teşkil edebilir. Vergi Usul Kanunu'nda ceza hukukunu ilgilendiren vergi suçları şu şekilde sıralanmaktadır: vergi kaçakçılığı suçu, sahte fatura düzenleme veya kullanma suçu, vergi mahremiyetini ihlal ve mükelleflerin özel işlerini yapma suçu. Vergi suç ve cezalarına karşı vergi dairesiyle uzlaşma yoluna gitmek de mümkündür ancak ceza hukukunu ilgilendiren vergi suç ve cezaları açısından Türk Ceza Kanunu ve Ceza Muhakemeleri Kanunu hükümleri uygulanır. Vergi ile ilgili idari işlemlere karşı idari yargı yoluna da başvurulabilir. Vergi davalarına bakmaya görevli mahkemeler Vergi Mahkemeleri veya bazı durumlarda ilk derece mahkemesi sıfatıyla Danıştay olarak belirlenmiştir.
Mükellef vergilendirmeyle ilgili sorumluluklarını yerine getirmez veya eksik getirirse ve bu sebeple vergi zamanında tahakkuk etmez veya eksik tahakkuk ederse vergi ziyaı meydana gelir, özel usulsüzlük veya usulsüzlük suçu işlenmiş olur. Bu fiilleri işleyen kişiler idari nitelikli usulsüzlük, özel usulsüzlük ve vergi ziyaı cezası ile cezalandırılabilir.
Vergi davaları, vergi dairesinin bulunduğu veya idari işlemin yapıldığı yerdeki vergi mahkemesinde görülür. Vergi mahkemelerinde dava açma süresi İdari Yargılama Usulü Kanununa göre, ilgili işlemin tebliğinden itibaren 30 gündür. Bu davalarda idari işlemin uygulanmasının engellenmesi için yürütmenin durdurulması kararı da talep edilebilir.
İdare hukuku, idarenin eylem ve işlemlerine uygulanan kamu hukuku dalıdır. İdari Yargılama Usulü kanunu ile idari davaların yürüyüşü belirlenmiştir. İdari davalar genel manada iptal davası ve tam yargı davası olmak üzere ikiye ayrılır. İptal davası neredeyse bütün idari işlem veya eyleme karşı açılabilen idari dava türüdür. Tam yargı davası ise idarenin işlem ve eylemleri nedeniyle zarara uğrayan kişilerin idareye karşı açtığı bir tazminat davası türüdür. İptal davalarında ayrıca büyük ve mümkün bir zarara uğramamak amacıyla yürütmenin durdurulması da talep edilebilir.
Bunların yanında yönetmelik, tüzük, tebliğ gibi düzenleyici işlemlerine karşı da Danıştay nezdinde iptal davası açmak mümkündür. İdari davalarda görev idare mahkemesi veya bazı durumlarda ilk derece mahkemesi sıfatıyla Danıştay’ındır. İdari konularda dava açma süresi, İYUK uyarınca idari işlemin ilgiliye tebliğinden itibaren 60 gündür.