Türk Medeni Kanunu’na göre mirasçıların miras üzerinde tasarrufta bulunabilmeleri için öncelikle mirasçı olduklarının ispat edilmesi gerekir. Bir kişinin mirasçı sıfatı kazanabilmesi için öncelikle miras bırakanın ölüm tarihinde sağ olması mirasa ehil olması (hak ehliyetine sahip olması) ve mirasçılık sıfatını sona erdiren sebeplerin (ıskat, feragat, yoksunluk, reddi miras) bulunmaması gerekir.

Kanunun 598. Maddesine göre “Başvurusu üzerine yasal mirasçı oldukları belirlenenlere, sulh mahkemesince veya noterlikçe mirasçılık sıfatlarını gösteren bir belge verilir. “Yani veraset ilamı başka bir deyişle mirasçılık belgesi kanuni veya atanmış mirasçılara ya da vasiyet alacaklılarına talep ettikleri takdirde sulh hukuk mahkemesi veya 31.03.2011 tarih ve 6217 sayılı kanunla yapılan değişiklikle noterlik tarafından verilen ve kimlerin mirasçı olduğunu gösteren bir belgedir.

Mirasçılık belgesi mirasçıların miras hakkının varlığını kesin olarak tespit etmez. Mirasçılık belgesinin geçersizliği her zaman ileri sürülebilir. Ancak aksi ispat edilene kadar geçerliliğini korur.

Mirasçılık belgesi yalnız talepte bulunan kişiyi değil, tüm mirasçıları ve mirasçıların tereke üzerindeki paylarını açıklar.

Vasiyetnamenin açılmasından sonra talep halinde kanuni mirasçılara da mirasçılık belgesi verilir. Mirasçılık belgesinde kanuni mirasçılar ile birlikte vasiyetnameden söz edilerek atanmış mirasçıların da gösterilmesi şarttır.

Atanmış mirasçının mirasçılık belgesi alma hakkı mevcuttur vasiyet alacaklısına verilecek belge ise sadece o kişinin vasiyet alacaklısı olduğunu belirtir. Miras sözleşmesi ile mirasçı atanan kişiler aynı kanuni mirasçılar gibi haklara sahiptir.

Mirasçılık belgesi almış olan kişi miras ile ilgili işlemleri (tapu tescil, devir vs.) yapma yetkisine sahip olur. Mirasçının işlemleri yaparken mirasçılık belgesini ibra etmesi zorunludur.